Yeni nesil müşteri ve girişimlerin geleceği

02.01.2021

Cep telefonu kullanımı %100’e yakın, 7’den fazla sosyal medya hesabı olan ve sosyal medyada günde ortalamada 3 saatten fazla zaman geçiren, aynı zamanda milenyum kuşağı’ ya da dijital yerliler’ olarak da adlandırabileceğimiz yeni nesil müşteriler, dünya nüfusunun oldukça önemli bir kısmını temsil ediyor.

Değerli okuyucular, tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınının ülkelerin ekonomilerini, şirketlerin iş modellerini ve insanların davranışlarını temelden etkilediğine hep birlikte şahit olduk. Salgınla birlikte 7’den 70’e hepimiz daha çok teknolojik araç kullanır olduk. Teknolojik gelişmeler baş döndürücü bir hızla ilerlemesine rağmen hayatın birçok alanında mevcut karar vericilerin tercih ve beklentileri sonucu aynı hızda uygulamaya geçemiyordu. Salgınla birlikte bu tercih ve beklentiler kökten değişime uğradılar. Salgın hayatlarımızda kalıcı bazı değişikliklere sebep olacak. Henüz alım güçleri yetersiz olan, karar verici mevkilerde olmayan başta Z Kuşağı olmak üzere, teknolojiye erken adapte olanların bekledikleri dönüşüm 15-20 sene yerine muhtemelen önümüzdeki 5-6 sene içerisinde gerçekleşecek. Dünya inanılmaz bir dönüşümü normalden çok daha hızlı yaşayacak. Bu yeni nesil müşteri beklentilerine daha hızlı adapte olabilen girişimler ve iş modelleri gelecekte ayakta kalabilecekler.

ARTIK ÇOK DA UZAK OLMAYAN GELECEKTEKİ GÜNDELİK YAŞAMI HEP BİRLİKTE HAYAL EDELİM

Sabah uyandınız, çevrenizdeki birçok sensör ve cihaz uyandığınızı anlayarak günlük rutininizi gerçekleştirmek üzere işe koyuluyor. Kahve makineniz her sabah içtiğiniz şekilde kahvenizi hazırlarken birazdan başlayacak olan sizin için özelleştirilmiş kişisel eğitim programınız için genişletilmiş gerçeklik (XR) teknolojisi öğrenim ortamınızı hazırlıyor. XR teknolojisinin bir parçası olan kullanmakta olduğunuz sanal gerçeklik (VR) aygıtı sayesinde dünyanın diğer bir ucundaki üniversitenize erişerek kompleks uygulamalar gerektiren inşaat, mühendislik, bilişim ve birçok farklı alandaki eğitimi kolayca alabiliyorsunuz. Eğitim sırasında, kafanızı kurcalayan bir konu hakkında bilgi sahibi olmak istediğiniz zaman kullanmakta olduğunuz beyin-makine arayüzü saniyeler içerisinde, konu ile ilgili kaynakları güvenilirliklerine dikkat ederek dünya çapında tarayıp, tasnif ederek gerçek bilgiye dayalı, güncel ve olmasını arzu ettiğiniz derinlikte bir özetini zihninize aktarıyor.

NE GİBİ SÜREÇLERLE KARŞILAŞACAĞIZ?

Tıp hekimi olan başka bir aile bireyiniz, kullandığı yapay zeka algoritmasına dayalı platform sayesinde hastalarını dünyanın farklı yerlerinde gerçekleştirilen klinik çalışmalara dahil edebiliyor, sağlık istihbarat uygulamaları ile hastalarının gen özelliklerini çıkarabiliyor, vücutlarındaki anlık mikro değişimleri analiz edebiliyor. Giyilebilir teknoloji ürünleri sayesinde kişinin verilerine dayalı kişiselleştirilmiş tedaviler uygulayabiliyor. Tedavide kullandığı hapların içerisindeki sensörler gerçek zamanlı geri bildirim verebiliyor ve dahası nano robotlarla vücuda girip genomu yeniden düzenleyebiliyor. Geleceğin dünyasında bir endüstri mühendisi, tek kişilik şirketiyle ürün tasarlayıp dünyanın farklı yerlerindeki dizayn bürolarıyla ve kalite kontrol şirketleriyle birlikte çalışarak üretimini başka bir ülkede gerçekleştirebilir. Ya da online üç boyutlu yazıcılar yazıcılar sayesinde dünyanın farklı yerlerinde ürün üreterek stok maliyetlerini 0’a indirebilir, satış ve pazarlama faaliyetlerini tamamen dijital medya aracılığı ile tek başına küresel çapta yapabilir. Bu faaliyetleri yürütürken ödeme işlemlerini hiçbir fiziki çabaya ihtiyaç duymadan dijital para birimleriyle yerine getirebilir. Noter, muhasebe, telif hakları, lojistik ve vergiye ilişkin hizmetleri blockchain (blok zincir) teknolojisi ile gerçekleştirebilir.

YENİ NESİL MÜŞTERİ VE TEKNOLOJİ DENEYİMİ

Yazımızda kısaca bahsetmeye çalıştığımız bu köklü değişime belki de hızlandırılmış teknoloji devrimi demeliyiz. Covid-19 salgını ile beraber bu değişim artık beklediğimizden çok daha hızlı gerçekleşeceğe benziyor. Z Kuşağı olarak adlandırdığımız yeni nesil müşteri, bu değişimin hızında oldukça büyük bir paya sahip olacak. Cep telefonu kullanımı %100’e yakın, 7’den fazla sosyal medya hesabı olan ve sosyal medyada günde ortalamada 3 saatten fazla zaman geçiren, aynı zamanda ‘milenyum kuşağı’ ya da ‘dijital yerliler’ olarak da adlandırabileceğimiz bu yeni nesil müşteriler, dünya nüfusunun oldukça önemli bir kısmını temsil ederken; yapılan araştırmalara göre halihazırda tüm tüketicilerin neredeyse %40’ını oluşturuyorlar. Satın aldıkları servis ve ürünlere hemen şimdi ulaşmak istemeleri, etkileşimde bulundukları ürün ve hizmetleri daha çok tercih etmeleri, dikkat sürelerinin ortalama 8 saniye olması, pragmatik olmaları ve teknolojiyi ileri düzeyde kullanma yeteneğine sahip olmaları ve dijital dünyada her an çevrim içi olmaları sebebiyle birçokları için fütüristik olarak görülen dijital dönüşümün gerçekleşmesi, salgın ile birlikte bir hayli erkene alınmış görünüyor. Salgın dönemindeki dijital etkileşimlerle değişen müşteri tercihleri de bu savımızı destekler nitelikte görünüyor.

GERÇEK VE SANAL DÜNYA ARASINDAKİ FARKI ANLAMAK

Şu an itibariyle birçok uygulamanın tam anlamıyla kullanamayacağı kadar hızlı olan 5G ve devamında 5G teknolojisinden 10 kat erişim hızına ve 5 kat daha düşük gecikme performansına sahip (1 milisaniye seviyesinde) olacağı tahmin edilen 6G’nin kullanıma girmesiyle internet aracılığıyla haberleşen nesnelerin interneti uygulamaları kendi aralarında sorunsuz bir şekilde çalışmaya başlayacaklar. Bu durum birçok yeniliğin daha da hızlanmasını sağlayarak yazımızın önceki kısımlarında bahsettiğimiz senaryoların gerçekleşmesine olanak tanıyacak. Müşteri deneyimi açısından gerçek ve sanal dünya arasındaki farkı anlamak hiç olmadığı kadar zor olacak.

YENİ NESİL MÜŞTERİ, PAZAR UYUMU, GİRİŞİMLER VE FONLAR

Bir önceki yazımızda bahsettiğimiz gibi girişimciler için en öncelikli konuların başında pazar-ürün uyumu geliyor. Bahsettiğimiz teknoloji devriminin salgın nedeniyle bir hayli erken gerçekleşmeye başlamış olması ve Z Kuşağı müşterilerin beklentileri, girişimciler için önemli fırsatlar ve riskler barındırıyor. Girişimcilerin, artık kapımızda olan devrimi ve yeni nesil müşteri beklentilerini merkeze alarak ileriye dönük stratejik hedeflerini gözden geçirmeleri gerekiyor. Zira; yakın gelecekte, pazar-ürün uyumunu hızlı yakalamanın ilk şartı yeni nesil müşterilere odaklanmak olacak gibi gözüküyor. Dinamik girişimcilerimizin bunu ıskalamayacağını düşünüyorum. Bu anlamda da girişimcilerin öne çıkan dijital etkileşimi yüksek olan iş fikirleri ve modelleri, girişim sermayesi yatırımcıları için artık hiç olmadığı kadar değerli hale gelmiş durumda… Bizler de yatırımcılar olarak kendi üstümüze düşeni yaparak, teknoloji sayesinde çok daha müreffeh ve rahat yaşam imkanları sunacak olan bu geleceği girişimcilerimizle birlikte inşa edeceğiz.