Ekosistem paydaşlarının nitelikli iş birlikleri ile ülkemizdeki girişim sinerjisinin daha da perçinleneceğine ve önümüzdeki dönemde girişim ekosistemimizin yenilik kültürü, becerisi ve yatırımları bakımından dünyaya örnek olabilecek bir konuma erişeceğine inanıyorum.
Girişimcilik ekonomisi günümüzde dünya genelinde neredeyse 3 trilyon dolarlık devasa bir hacme ulaşmış durumda. Bu bağlamda, yeni nesil girişim şirketlerinin dünya ekonomileri üzerinde dönüştürücü ve şekillendirici etkiye sahip olduğunu, dolayısıyla ekonomik büyüme ve kalkınmanın itici güçleri arasında yer aldığını kolaylıkla ifade edebiliriz. Yeni nesil girişim şirketlerinin sayısının hızla arttığı bir döneme, deyim yerindeyse ‘unicorn çağına’ tanıklık ediyoruz. Dünya genelindeki bu eğilime benzer olarak ülkemizde de 1 milyar dolar ve üzeri değerlemeye sahip olan girişim şirketlerimizin sayısı artış gösteriyor. Bu artışa bağlı olarak ‘unicorn’ kavramı ile hatta ‘decacorn’ kavramı ile daha önce olmadığı kadar sık karşılaşır olduk. Kısaca bahsetmek gerekirse unicorn ya da T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mustafa Varank Bey’in deyimiyle turcorn, hisseleri halka açık olmayan ve nispeten hızlı bir şekilde 1 milyar dolar ve üzerinde bir değere ulaşan girişim şirketlerini tanımlamak için kullanılan bir kavram…
GLOBAL ARENADA 865 GİRİŞİM ŞİRKETİ BULUNUYOR
Dünya üzerinde 2021 Ekim ayı itibariyle 865 adet unicorn olarak tanımlayabileceğimiz girişim şirketi bulunuyor. Bu şirketlerin büyük bir kısmı ABD (yaklaşık yüzde 50’si) ve Çin’de (yaklaşık yüzde 20’si) yer alıyor. Girişim ekosistemimiz ise şimdiden küresel çapta adından söz ettirmeyi başaran ve milyar dolarlık şirket değerine ulaşan beş Türk teknoloji şirketi ile bu yarışta emin adımlarla ilerliyor.
Amerika: 431 unicorn
Çin: 165 unicorn
Hindistan: 45 unicorn
İngiltere: 33 unicorn
Almanya: 20 unicorn
İsrail: 19 unicorn
Fransa: 18 unicorn
Brezilya: 13 unicorn
Güney Kore: 11 unicorn
Kaynak: CB Insights
‘UnIcorn’lar ve Sonrası
Girişim şirketlerinin fikir aşamasından ölçeklenme ve kurumsallaşma aşamasına kadar uzanan bir serüvende farklı aşamaları katetmeleri gerekiyor. Bu şirketler, 1 milyar dolar değere ulaştıkları andan itibaren genel olarak unicorn olarak tanımlansalar da ulaştıkları değer aralıklarının sınıflandırılması amacıyla çeşitli kavramların da kullanılmaya başlandığını söyleyebiliriz. Henüz unicorn olmayan fakat 1 milyon dolar şirket değerine ulaşan girişimlerin ‘minicorn’, hızlı değer artışı sağlayan ve kısa süre içerisinde unicorn olması beklenen girişimlerin ise ‘soonicorn’ olarak tanımlandığı biliniyor. Decacorn ve hectocorn kavramlarına ise kısaca değinmek gerekirse; 10 milyar dolar ve üzerinde şirket değerine ulaşan girişimleri nitelemek için ‘decacorn’ kavramı kullanılıyor. Ülkemizin başarılı girişim örneklerinden Trendyol, 16.5 milyar dolar değere ulaşarak ülkemizden çıkan ilk decacorn niteliğine sahip girişim… 100 milyar dolar değere sahip olan girişimler ise hectocorn olarak tanımlanıyor.
HANGİ SEKTÖR VE ALANLAR ÖN PLANA ÇIKIYOR?
Çeşitli alanlarda faaliyet gösteren girişimlerin unicorn sahnesinde kendine yer bulduğunu söylemek mümkün. Teknolojinin gelişmesi ve dijitalleşmenin yaygınlaşması, farklı sektör ve alanlarda faaliyet yürüten girişimlere unicorn olabilme bakımından daha fazla fırsatlar sunuyor.
Fintek: Finansal hizmetlerin yenilik ve teknoloji sayesinde daha erişilebilir, güvenli ve hesaplı bir şekilde sunulmasına olanak tanır. Finansal hizmetlerin kapsayıcılığına, ticaret hacimlerinin artmasına ve ödemelerin kolaylıkla gerçekleştirilmesine olanak sunar. Dünya genelinde açık bankacılık uygulamaları ve robo danışmanlık gibi alanlar ön plana çıkmaktadır. Sigorta teknolojileri ve akıllı sözleşmeler de finansal teknolojilerin alt alanı olarak kabul edilebilir.
İnternet yazılım & servisleri: Kullanıcılara yerel konumlarında yazılım, veri erişimi ya da servis altyapısı gerekmeksizin sanal platform, altyapı ve yazılım alanında sunucu hizmeti sunan yazılım ve hizmetlerdir. Bu hizmetler birçok farklı hizmetin büyük ölçekte ve esnek bir şekilde sunulmasına olanak tanır.
Derin teknoloji: Derin teknoloji girişimlerini, bilimsel atılımlara ve mühendislik yeniliklerine dayalı ürünler geliştiren girişim şirketleri olarak tanımlayabiliriz. Bu teknolojiler dünyanın karşılaşmakta olduğu sorunları çözerek etki ettikleri keşif alanlarında dönüştürücü etkiye sahiplerdir. Yapay zeka, veri bilimi ve görüntü işleme, arttırılmış sanal gerçeklik, biyoteknoloji, otonom araçlar, robotlar ve mekanik, nesnelerin interneti ve nanoteknojinin başlıca derin teknoloji alanlarını oluşturduğunu ifade edebiliriz. Bu teknolojilerin günümüzde kullandığımız birçok ürün ve hizmetin geliştiririlmesinde ve yaygınlaşmasında oldukça önemli role sahip olduğu da göz ardı edilmemeli.
E-ticaret: Yenilikçi iş modelleri aracılığıyla ticaretin elektronik ortamda gerçekleştirilmesine olanak sağlar. Yeni nesil müşterilerin beklentileri ve tüketim davranışları, doğrudan tüketiciye ulaşmayı mümkün kılan e-ticaret platformlarını ölçeklenme açısından oldukça avantajlı bir konuma getiriyor. Yukarıda belirttiğimiz faaliyet alanlarına ek olarak eğitim, sağlık, iletişim, seyahat, tedarik zinciri ve temel bilimleri kapsayan çeşitli alanlarda da dikkate değer bir sayıda unicorn çıktığına dikkat çekmek isterim.
HAYALLER GERÇEĞE DÖNÜŞTÜ
Girişimcilerin bir hayal ve hedef ile çıktıkları yolda şirketlerini bu düzeyde yüksek değerlemelere ulaştırmaları sonucu günümüzde unicornların dünya çapında yüzlerce örneğini görebiliyoruz. Sanıyorum ki çok yakın bir zamanda bu miktarı binler ile ifade etmemiz gerekecek. Gerçek bir soruna çözüm sunan, girişimci ruha sahip donanımlı bir ekip tarafından yönetilen, değişen trendlere çevik bir şekilde uyum sağlayabilen, ölçeklenme için gereken koşulları yerine getiren ve doğru zamanda gereken yatırımı elde edebilen girişimlerin önünün oldukça açık olduğunu düşünüyorum.
GİRİŞİM EKOSİSTEMİMİZ
Girişim ekosistemimizin uzun süredir verilen emekler sayesinde geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde oldukça başarılı bir performans ortaya çıkardığını ve bu çalışmaların olumlu yansımalarını gözlemlemeye başladığımızı düşünüyorum. Bu bağlamda Küresel Girişim Ekosistemi Raporu’na göre 2021 yılında 5 basamak ilerlememiz, bu olumlu yansımalara verilebilecek örneklerden sadece biri. Serüvenine ülkemizde başlayıp unicorn olmayı başaran girişimlerimizin yanı sıra geçtiğimiz yıllarda birçok girişimimizin önemli tutarlarda yabancı sermaye yatırımı alabildiğini ve yüksek tutarlarda çıkış yapabilme başarısı gösterdiğini de hatırlatmak isterim. Ekosistem paydaşlarının nitelikli iş birlikleri ile ülkemizdeki girişim sinerjisinin daha da perçinleneceğine ve önümüzdeki dönemde girişim ekosistemimizin yenilik kültürü, becerisi ve yatırımları bakımından dünyaya örnek olabilecek bir konuma erişeceğine inanıyorum.